top of page
yildiz.png
selen 1.jpg
KAÇMAK
ya da kaçmamak

Ben hep kaçtım. Yani baştan söyleyeyim, evlilikten anlamam. Ama düğünleri çok severim. Neden mi?

Dünya üzerinde ne kadar farklı kültür varsa, o kadar çeşit düğün geleneği var. Büyüklerden torunlara aktarılmış cevherler... Dünyanın en gelişmiş medeniyetlerinden tut, yağmur ormanlarındaki bir kabileden çık, tüm bu yelpazedeki insanların ortak noktası düğün. Tören deyip geçme, ritüeller çok değerli ve önemli. Burada okuyacağın yazıların amaçlarından biri de unutulmuş, önemini kaybetmiş ya da zaman içinde deformasyona uğrayıp kötü emellere alet edilmiş ve günümüzde dalga geçilen pek çok uluslararası geleneğin; sebebini bilmeden uyguladığımız ritüellerin temeline odaklanmak. İki bireyin bir araya gelip geleceğe birlikte yürürken içinden geçtikleri kapı imgesi beni her zaman derinden etkilemiş bir sembol. Ama tabii 90'lar genci olan yaşıtlarım gibi, ben de geçmişte bunlara "Aman, ne gerek var?" tepkisiyle yaklaştım. Zamanın ruhu öyle gerektiriyordu, diyelim. 

 

Düğünler, düğün temaları, trendleri, ilham veren gelinler konularını araştırıp yazı yazmaya karar verişim, yıllar önce Suriye iç savaşı sırasında sokak aralarında, mahallelerde yapılan düğünleri konu alan bir belgeseli izledikten sonra oldu. Daha önce burun kıvırarak telaffuz ettiğim düğün kelimesinin ve kapsamının hem bireysel hem toplumsal olarak, tüm dillerde ne kadar güçlü, büyük ve önemli olduğunu ilk kez o zaman anladım.

Ve artık hep tekrar ettiğim şu cümle dilimden döküldü:

"Vay be! Demek dünya yıkılsa, yok olmaya yüz tutsa, savaşlardan belimiz bükülse ve cebimizde beş kuruş para olmasa da o düğün yapılacak!" 

Neden? Çünkü düğün, evlilik töreni; içinde uslanmaz, arlanmaz, asla yenilmez bir umut ışığı taşıyor. Burun kıvırma, bak, insanoğlunun sahip olduğu en güçlü duygu umut. 

Kısaca, "Gelinlik iyiyse düğün iyidir"i tembellik olarak görüyorum. Doğanın kendisi gibi bu da bir çember, bir bütün. Bu sebeple her zamanki detaycı kişiliğimle ve üstatlardan devşirdiğim haliyle "Bir düğün ancak detayları oranında iyidir" demeyi tercih ediyorum. Ama "az çoktur" demeden de şuradan şuraya adımımı atmam. Çünkü mükemmeliyet ancak "azlık" söz konusu olduğunda kendini gösterir. Tabii, neye göre az, diye sorabilirsin. Ancak basit ve sade, bir de rüküş ve zengin arasındaki farkı anlayabilenlerin cevaplayabileceği bir soru bu. Geleceğe açılan kapıdan geçerken detayların herkes için sade ve zengin olmasını önemsiyorum. 

 

Aslında ne iş yapıyorum?

İç mimarlık okudum ve kendimi "tasarım gazetecisi" olarak tanımlıyorum. Mezun olduktan sonra birkaç yıl iç mimarlık yaptım. Sonra bir gazete ilanıyla başvurduğum Art Decor dergisiyle, basın sektöründeki maceram başladı. Yol, zaman zaman başka yönlere işaret etse de bu mesleği bırakmadım. Okulda aldığım eğitim, benim gibi her zaman bilgiye aç, meraklı bir birey için altın değerindeydi. Değerini bildim. Hep görünenin arkasına bakmayı, hep daha derini kazmayı ve aslında her şeyin bir tasarım/ kurgu problemi olduğunu öğrendim.

Bahsettiğim detaycılık arayışının temelinde işte o eğitim yatıyor. 

Hayatta en çok insan hikayelerinden ilham alıyorum ve bunları başkalarına iletmeyi seviyorum.

Yirmi senedir dekorasyon, mimarlık, sanat, moda, güzellik ve düğün trendleri gibi pek çok konuda; dergilerde ve yayın kuruluşlarının web sitelerinde yazılar yazıyorum. Elle, Brides, Maison Française, Elle Decoration, Hello!, cnnturk.com bu mecralardan bazıları. Ayrıca yıllarca Maison Française dergisinde marka yöneticisi olarak çalıştım ve kariyerim boyunca yurtiçi-yurtdışı pek çok üst düzey etkinlik tasarladım, uyguladım. Bunun dışında hem basın hem reklam sektörü için dekorasyon ve yemek stilistliği yaptım, fuar stantları hazırladım. Bu sitede çeşitli yayın kuruluşları için hazırladığım, basılmış ya da online olarak yayımlanmış yazılarımın bir bölümünü bulacaksın.

 

Yves Saint Laurent, "Moda geçici, stil kalıcıdır" demiş. Trendler, hayal gücümüzü çalıştırmak, sürekli yeni bir şeyler üretmemizi tetiklemek için var. Demem o ki, trendleri olduğu gibi uygulamaya çalışmak yerine, onları kendi stilini oluşturabilmek için birer rehber olarak kullan.  Kendine odaklan. Bu blogda gördüğün eski/yeni trend ve fikirlerden seçtiklerinle bir kolaj yaparak kendi stilini oluşturabilirsin. Bir düğün organizatörüyle çalışacaksan görüşme öncesinde ne istediğini bilmek sana hem vakit hem nakitten tasarruf sağlar. Bir defterin olsun, notlar al, beğendiğin fikirleri yaz. Seçtiğin görselleri telefonuna kaydet ya da daha iyisi bir mood board hazırla. Mutlaka bir renk teması belirle ve bundan taviz verme. Günün sonunda elinde bir anılar bir de fotoğraf ve videolar kalacak. O yüzden bunlara özel ilgi göster. Çünkü anılar zamanla soluklaşır ama ilk günkü kadar canlı fotoğraflar çocuklara miras kalır. Hayatının en özel günlerinden birinde kendin, sadece kendin gibi gözükmeni ve çok eğlenmeni dilerim. 

Afife Selen Selçuk
bottom of page